3.02.2024
‘’Korku kin, sevgi ise saygınlık yaratır ‘’ diyen Onat Kutlar ‘ı, ‘’Tüm dünyayı kucaklamak istedim, kollarım yetişmedi’’ diyen Özdemir Asaf ‘ı ve ‘’Benim en derin vatanım Türkçe’dir ‘’ diyen Mario Levi’yi saygıyla anıyorum.
PEN Türkiye’nin güzel sözleriyle ‘’ Bu masal burada bitmez!’’.
Ukrayna’lı yazar Lyubka‘nın ‘’Ukraynalı’lar sığınaklarta giderken yanlarına şiir kitapları alıyorlar ‘’ ifadesinin yerindeliğini anlıyorum.
Nedim Atilla dostumun sözleriyle ‘’tarihe geçen’’ ikiliden Neşe Biber bir sunumunda ‘’Balıkesir:50 Peynirli Şehir ‘’ini anlatıyordu, not almışım:
-Peynir gibi demokratik ürünler kooperatifleşmelidir…
Zeytin,elmacılık, peynir, ekmek yapımı, bal gibi ürünler için tarım ekonomisi el kitapları ‘’ geleneksel aile tarımı‘’ deyimini kullanır. Gülten Kazgan hoca, Tarım Ekonomisi adlı temel eserinde ‘’geçimlik kesim‘’ ifadesini kullanır. Her ikisi sadece ‘’ küçük ‘’ olanı çağrıştırıyor.
Neşe hanımın bu çıkışını çok benimsedim. Bu ürünleri yapanlar / üretenler piyasa düzenini bozmaz. Her biri kendi çapında üretim yapıyor, kendi ölçeğinde demokrasiyi yaşatıyor.
Bu üreticilerin demokratik yapı içinde yaşamalarının tek sırrı var.
-Kooperatifleşme !
Karşımıza Mondragon Kooperatif Modeli çıkıyor. İspanya’da 1941‘de yola çıkıp 98 kooperatifiyle dünyanın en büyük kooperatifi.
Mondragon’da her ortak kendi işini yönetiyor. Ama sıra girdi alımı ve ürünün satışına gelince kooperatif işe giriyor.
Bu 80 yıllık dönemde sadece 1 kez fire vermişler.
Peki, Türkiye’de düzgün bir kooperatifleşme neden yaşanmaz?
Türk Kooperatifilik Kurumu 1931’de kurulmuş. Faaliyet olarak ‘’ kongre düzenlemek ‘’ ve ‘’ kooperatifçilik gününü kutlamak ‘’ vurgulandığına göre ‘’mazruf ‘’ (içerik) ile çok ilintileri yok.
Kooperatif yasasına baktım (1163 sayılı yasa, 1969). Yasanın 1.maddesinde kooperatif bir dayanışma derneği gibi tanımlamış:
-Kooperatif yardım ve dayanışma yaratır ve kefalet sağlar.
Devam edeyim: Her ortak en fazla 500 TL pay alabilir.
Bu tanımlar bana okul kantinleri için kurulan kooperatifleri anımsatıyor.
Devam edelim:
Madde 29 ile ‘’kooperatif ortakları zincirleme ve tüm varlıklarıyla sorumludur’’. Madde 33 ‘’İflas halinde borç bölüşülür ‘’ hükmünü öngörüyor.
Kooperatiflerin serpilmeme nedeni çok açık….
Küçük payla üye olacak ortağın, -hele hele ortak adayı kadınsa- gözü korkuyor, yılıyor, geri çekiliyor.
Amesia Kadın Kooperatifi, Sarıgöl Kadın Girişimi Kooperatifi, İdamera Çiftliği ve Bademler Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi gibi sayıca az ve başarılı örnekler size aldatmasın. Hepsinin kurgulanmasında güçlü bir önderlik var. Yeri geldi, bu işin öncülerinden Mahmut Türkmenoğlu’nu anmak istiyorum.
Bu yasal çerçevede işlerliği olan bir kooperatif düzeni kurmak olanaksız…
Soru: Hepsi demokratik koopetifleşme içinde örgütlü 6 AB ülkesinde çiftçiler geçtiğimiz hafta neden sokağa döküldü?
Burada bir başka olgu kapımızı çalıyor: Dijital çağda artık genç kuşakları tarıma sevk etmek, toprağa bağlamak nerdeyse olanaksız. AB’de çiftçilerinin üçte biri 65 yaşın üstünde. Çiftçilerin üçte ikisi 5 hektarın altında tarım yapıyor, bu onu geçindirmiyor.
AB’nin yapısal çıkmazı bizleri yoldan alıkoymasın, Neşe Biber’in ‘’kooperatifleşme çağrısı‘’ şafak vakti ışığıdır, yolumuzu aydınlatıyor.
Yaşar Kemal ustamız 100 yaşıyla Deniz Küstü’de bize şöyle sesleniyor: Dünya apaydınlıktı ve deniz koskocaman, mavi, terütaze,dibinden ışık vermişcesine, yumuşacık bir sevinç çiçeği olup açmıştı.