27.07.2024
A- ‘’Anlatmadan Yapamam ‘’ belgeseli, ‘’ben’’ Işıl Kasapoğlu’nu anlatıyor. Onun ördüğü bir de ‘’biz’’ var, bilinesi...
B-
Işıl, 90’larda, Fransa’dan Türkiye’ye döndü. İzmit Belediye Tiyatrosu’nu kurdu. Adı tiyatro ama aslında bir ‘’kumpanya’’ idi
Zira oyuncular birlikte yatıp/kalkıyor, bir dünya inşa ediyordu.
C-
Yaşamı değiştirmek için önce sen değiş! Bu, bir başına olacak ‘’iş’’ değildi! Işıkçısı, dramaturgu, sesçisi, süflörü,çevirmeni, dekorcusu, hepsi, aynı çatının altında buluşmalıydı. İzmit Belediye Tiyatrosu bunu yaptı. Arka kapıdan giren Serkan Keskin, şimdi Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün ‘’solo’’ oyuncusu.
D-
Komüncülerin adlandırmasıyla ‘’Işıl Hoca’’ 2002’de İstanbul’da Semaver Kumpanya’yı kurdu. Kocamustafapaşa’da ‘’kimsecikler gelmez‘’ diyenlere, O ‘’Haliç’in Öbür Yakasında Tiyatro’’ sloganıyla seslendi, salon bugün dolup taşıyor.
E-
Sait Faik’in öyküsündeki Semaver, bir ‘’kumpanya’’. Mutfağından her gün 85 kişiye yemek çıktı / çıkıyor. Çünkü orada tiyatro yapılmıyor, yaşam sınırları esnetiliyor. Basbayağı bir komün...
Semaver, şahıs şirketi, limited ortaklık değil, bir kooperatif. Başka bir örneği yok. Kooperatifler iş yapar ve sonrasında ‘’pay dağıtır’’. O, ilkeyi tersyüz etti, komün ortakları ‘’kaynak sağlar ‘’ oldu.
Başta Işıl, herkes, ama herkes, elindekini avucundakini getirdi, verdi. 32 yıldır komün böyle yaşıyor. Brecht Ensemble gibi örnekler var, ama farklı: Onlar ödenekli tiyatro, bir yerden parası gelir.
F-
Işıl, su sesi, cangıl, dans, müzik velhasıl ‘’çoşkuyu’’ sahneye getirdi. Tiyatro bir anlam ve derinlik kazandı.
Bizi ‘’kukla’’ ile tanıştırdı. ‘’Masklarla’’ yaşamın 1001 suratı bizimle buluştu.
G-
Çocuk Tiyatrosu armağanıdır... Yıllar yılı, İş Sanat’da, Beklan Algan’ın masal anlatımıyla Pazar’ları çocukları tiyatroyla tanıştırdı.
H-
Heybetli gövdesiyle sahnede hep bağırır, gürler... Ama bu seste şefkat vardır. Oyuncuların çayını, kahvesini, purosuna kibrit getirmeye seferberliği, bunun kanıtı.
İ-
Semaver Kumpanya çokca dara düştü, kirasını ödeyemedi, vergiciler kapıya dayandı, ama ‘’pes‘’ edilmedi.
Semaver oyuncuları, dizilerden kazandıkları paralarla tiyatronun kirasını / vergisini ödüyorlar.
Semaver bir eğitim ocağı, bir aşevi, bir kütüphane,velhasıl koskocaman bir dünya...
İ-
Işıl ‘’klasikler‘’de ısrarlı, ucuz seyirlik oyunlardan kaçıyor. Zeynep Avcı gibi bir şansı, ona bu oyunları çevirdi. Shakespeare, Moliere gibi yazarlar, ya da Cyrano de Bergerac oyunu ona farz oldu.
J-
Az gelişmiş bölgelerde tiyatro üretmek tutkusuydu. Dıyarbakır onun adeta deneme sahnesiydi. Yıllar yılı ‘’Tiyatroyu kimse anlamaz ‘’ denilen bir yerde, oyunların hasını sahneledi. Tiyatro hep doldu, o da bunun elitlerin seyirliği olmadığını kanıtladı.
K-
Üç evlat yetiştirdi! Zeynep Su, Ophelia Su ve Mavi Su, 3’ü de sahnede...
L-
Cevat Çapan hocanın dilinden Işıl’ı dinleyelim:
-Mehmet Ulusoy’dan istediğimiz bir oyun vardı, vakit yaratıp sahneleyemedi. Işıl’dan istedik, cevabı ‘O benim ustamdır yapamam’ oldu. Ahlaklı bir adamdır o...
M-
Cebinde hiç para görmedim, olanını da paylaşıyor. Tiyatro için ‘’kalbi’’ delindi, tamiratını yeni yaptılar. Ama ‘’yüreği’’ hep ışıl ışıl...
N-
‘’Bu yüzyılda böylesi var mı?’’ diyorsanız, huzurlarınızda Işıl Kasapoğlu...