29.07.2023
Perşembe günü dostları gazeteci Niyazi Dalyancı’yı andı. Mesaj yolladım ve şunu dedim: -Niyazi Dalyancı bu dünyada iz birakıp giden bir insandı.
Onu az konuşan, kolay devşiren, çocuksu gülümsemesiyle anımsıyorum. O ‘’altın ateşte, insan mihnette yani sınavda belli olur‘’ sözünün eriydi. Sessiz / sakin üslubuyla, konu ister yargılandığı ceza davası, ister Cenevre’de izlediği ciddi bir haber konusu olsun, fark etmez, karda yürüyüp iz bırakmaz, işini yapar, geri gelirdi. Bir yıldızdı, kaydı gitti…
Niyazi bir ‘’demokrasi sevdalısı‘’ idi.
Bugün size bir ‘’ demokrasi çapulcusu ‘’ rolüne savunan Netanyahu’yu anlatmak istiyorum…
Tüm totaliter yanlısı liderlerin gidişatını anlatan bir yanı var.
Başbakan Netenyahu’nun yasal operasyonu İsrael‘in demokratik yapısını darmadağın edecek bir boyuta geldi.
İsrael, 1948’de kurulurken yazılı bir anayasa yapmadı.İsrael Kurucu Meclisi, 1949’da bunun yerine ‘’Temel Yasalar’’ adını verdiği bir anayasa benzeri bir sistemde oydaştı. ‘’Devletin Niteliği ‘’nden ‘’ Temel Hak ve Özgürlüklere ‘’ uzanan 11 başlık altında yasalar çıkarıldı. Parlamentonun çıkardığı yasaların ‘’temel yasalara’’ uygunluğunu belirleme yetkisi (reasonableness ilkesi) İsrael Yüksek Mahkemesi’ne verildi. Bu denetim, Ocak 2023’te 6.kez başbakan olan Netanyahu için bir sıkıntıydı. Göreve başladığının haftasında Yüksek Mahkeme’nin bu ‘’olağanüstü yetkisi‘’ ni kaldıracağını açıkladı. Bununla kalmayacak, Yüksek Mahkeme’nin yargıçlarını da kendisi atayacaktı.
Çıkış boş yere değildi: Netenyahu’nun yolsuzluk dosyası mahkumiyete gidiyordu. Yüksek Mahkeme bunu onaylarsa ‘’ömür boyu‘’ siyasetten yasaklı olacaktı.
Ocak 2023‘den bu yana İsrael sokak gösterileri ardı ardına geliyor. İçinde hava generallerinin de olduğu 750 hava subayı bu yasal düzenlemenin bir ‘’demokrasi katliamı ‘’ olacağını açıkladı.
‘’Sivil İtaatsizlik‘’ eylemiyle görev uçuşu yapmayacaklar.
Bie demokratik rejim olan İsrael’i anayasa yazmaktan alıkoyan neydi?
Sorunun cevabı ‘’ temel yasalar’’ içinde yer alan ‘’devletin niteliği‘’nde saklı…
Ülkenin % 20’yi aşkın nüfusu Arap asıllı ve ağırlığı İsrael vatandaşıydı. Anayasa’sının başlangıç hükümlerine ‘’Devlet, bir yahudi devletidir!‘’ diyemezdi.
İsrael’e has bir pragmatik formül oluşturuldu, anayasanın yapımı ertelendi, ‘’temel yasalar’’ ile yetinildi.
Totalitarizm, farklılıkları ve çelişkiyi yok sayan bir rejimdir…
Bu despot yönetimde lider her şeyi kucaklar o artık ‘’total devlet‘’ dir.
Netanyahu bu role öykünüyor….
Bununla, 75. yaşını kutlamaya hazırlanan İsrael demokrasisine totalitarist bir darbe yaptığı gibi demokrasilere bu türden ‘’sivil darbe’’ler yapmak için bir çilingir rolüne soyunuyor.
İsrael’i 1958‘te merceğinin altına alan Yaşar Kemal bakınız ne diyor: İsrael kapitalizm ile en ileri sosyalizminin yaşadığı bir yer…Paranın bulunmadığı, her insanın gücü yettiği kadar istihsal, ihtiyacı kadar istihlâk ettiği kibutz’lar var.İsrael şimdilik cesur tecrübelerin yapıldığı bir yerdir. Hülasa İsrael henüz durulmuş değildir