1.04.2023
Sivil toplum deprem felaketi sonrası çok güzel bir dayanışma örneği veriyor.Bu hafta sonunda da Dostum Eczacı Adnan Aygen‘in hamile kadınlar için oluşturduğu yardım konvoyu yola çıkacak. İzlenimlerini alacağım…
Orta Doğu’nun demokrasiyle yönetilen ender ülkelerinden biri olan İsrael 11 haftadır büyük bir kargaşa yaşıyor. Görünüşte olay yargı ile yürütme erki arasında. Oysa 20‘yi aşkın ülkede mühendislik yapmış dostum Ferit Çömez’in altını çizdiği üzere konu İsrael‘in yayılmacı siyasetini durdurmasında ve Filşstin’lilere yaşama hakkı vermesinde düğümlü.
Evet, konum İsrael…
İsrael için ‘’en iyi‘’ gününde ‘’en kötü‘’ konumda. Kişi başına 56.000 $ gelire erişti, AB ortalamasını geçti ama demokrasisi çatırdamasa da, kanırtılıyor.
15 yıl başbakanlık yapan Netenyahu, nam-ı diğer Bibi, ülkede hukuk kurumlarının rafa kaldırarak ‘’tek adam rejimi‘’ne gitmek istiyor. Yurttaşlar sokaklarda ve tek adam rejimine ‘’ geçit ‘’ vermiyorlar.
İsrael’in yazılı bir anayasası yok….
İsrael Yüksek Mahkemesi ‘nin kararları bir ‘’içtihat’’ olarak kabul ediliyor ve hukuğun boşluklarını dolduruyor. Bibi Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini budamak ve yargıçların atama yetkisini üstlenmek istiyor.
Bununla iki taş vuracak: İlki, tek adam rejimine geçilecek. İkincisi, hakkındaki tüm yolsuzluk davalarının düşmesini sağlayacak.
İsrael 1948‘de kurulduğunda ‘’sol değerler‘’ üstüne inşa edildi… Başka bir yolu yoktu. ‘’Ben‘’ yerine ‘’biz‘’ düşüncesi egemen olmalıydı. Kurulan ‘’kibbutz çiftlikleri’’ kendi kendine yeterli olmanın aracısıydı. Bu çiftliklerde para geçerli değildi, herkes ihtiyacını karşılıyordu.
Misyon, 80’lerde ‘’tarımda yeterli olmak’’ yerine, ileri sanayi ürünlerinin imalatına dönüştü. Dürtü ‘’para ve kâr ‘’ oldu ve bu yeni bir politikacı kuşağının zeminini hazırladı. Ülkenin kuruluş ilkeleri gereği vergi ödeme ve askerlik görevinden bağışık din adamları aşırı sağın omurgasını ortaya çıkardı. Yüzde 15’e yakın nüfusla bu insanlar yeni siyasetin ‘’yakıtı‘’ konumunda. İsrael meclisinde ( knesset ) merkez sağ ile birlikte iktidar olabiliyorlar.
İşte bu bağnaz koalisyon işgal altındaki Arap topraklarını yerleşime açıyor, Filistin’lileri yok sayıyor.
Bibi ‘’herkese bal çalan‘’ bir pragmatik olduğu kadar, eşi ve oğlu ile birlikte bir ‘’üçlü çete’’, tüm ihalelerde komisyon alıyorlar.
Sokaklarda ‘’Tek Adam Rejimine Geçit Yok‘’ diyenler içinde ordu mensuplarının varlığı ve ihracatın yüzde 50’sini sırtlayan tekno-girişimcilerin varlığı dikkat çekiyor.
Çıkışlar sonuç verdi ve Bibi tasarının ‘’bir süre’’ ertelediğini açıklamak zorunda kaldı.
İsrael 75.yaşına basarken, rafa kaldırılan ‘’toplumsal sözleşme‘’ sini de yeniden yazmak zorunda…
Bibi gibi popülist kılıklı despotlarla işin olmayacağı gün gibi aşikar…
Yaşar Kemal büyüğümüz ise yaşamımızı özetliyor: Anadoludaki tüm başkaldırıların çıkış noktası zorbalara karşı ‘’ Kardeşlik,Eşitlik ve Özgürlük’’ düşüncesi olmuştur.