Banka ATM'lerinden para çektiğimizde nadiren 200 ve 100 lira dışında banknot veriyor. Nakit alışveriş yaptığımızda, semt pazarlarını saymazsak 20 TL'nin altındaki banknot görme ihtimalimiz kalmadı.

Paramız cüzdanda taşınabilir boyutların dışına çıktı. Hepsi 200 liralık banknot da olsa cüzdanımızdaki paralar bir kasap bir market alıverişi yaptığımızda tükenip gidiyor.

Her gün ATM'den para çekecek halimiz yok. Ödemelerimizi ya kredi kartıyla ya banka transferiyle yapıyoruz.

Enflasyonun böyle bir iyiliği oldu, nakit para kullanımımızı azalttı!

Eve tamirci çağırıyorsun, pos kullanmıyor, ibana transfer yapıyorsun. Restoranda yemek yiyorsun pos çalışmıyor, ibana transfer ediyorsun. Eve boya badana yaptırıyorsun, usta doğrudan iban veriyor.

Serbest çalışan manikürcüler, diyetisyenler, özel ders verenler hepsi iban veriyor.

Ama son zamanlarda bir şeyler değişiyor.

Eminim siz de fark etmişsinizdir, artık bazı serbest çalışanlar iban vermekten vazgeçti, nakit istiyor. Bazılarıysa ibanı veriyor, açıklama kısmına bir şey yazmamamızı rica ediyor.

Nakit isteyene varsa veriyoruz, cüzdanın hacmine göre, yoksa çoğu zaman yine transfer ediyoruz.

Manikürcüden badanacıya, diyetisyenden online ders veren pilates hocasına kadar müthiş bir bilinçlenme yaşanıyor!

İncelenme korkusu sarmış. Herkes kendince tedbir almaya çalışıyor.

Ne oldu da böyle bir korku oluştu?

Sanat tarihi semineri veren emekli üniversite hocasının, manikürcünün, tamircinin hesabındaki transferler mi incelendi? Cezalar mı yazıldı?

Hiç sanmıyorum.

Medyada çıkan, incelenebileceklerine yönelik haberler yetti.

Sebepsiz değil, finansal sistemde nakit hareketlerini takip etmek, bir faaliyetle ilişkilendirmek çok kolay. İncelemek çocuk oyuncağı!

Herkes, istenirse bu denetimlerin ne denli etkili olacağının farkında. Endişe bu yüzden.

Peki, biz neyle uğraşıyoruz. Kanun teklifindeki günlük hasılat tespiti düzenlemesini hatırlayın.

Yıl boyunca yüzlerce memur, müfettiş işletmelerde ayda 3'ten yılda 12'den az olmamak üzere günlük hasılat tespiti yapacak, ortalama günlük hasılattan hareketle işletmenin yıllık hasılatını saptayacak. Ertesi yıl mükellefin kaydettiği hasılatıyla karşılaştırılacak, yüzde 20'den fazla düşüklük gösteriyorsa izaha davet edecek. İzahı yeterli görülmezse incelemeye sevk edilecek.

Bu denetimlerin yapılması için yeni bir düzenlemeye gerek olmadığını, geçmişte denendiğini etkili olmadığını, getirilen sistemin izaha davet sürecini araya sokarak sonuçlanma süresini uzattığını bir yana koyalım.

Nakit hareketini takip etmek varken, büyük veriyle, yapay zekayla etkili incelemeler yapabilecekken müfettişlerin enerjisini, zamanını bu yolla tüketmek ne kadar doğru!

Tabi eğer niyetimiz ‘tavşana kaç tazıya tut’ demek değilse.

Günlük hasılat tespiti düzenlemesi ölü doğuyor. Bilelim, çabuk kabullenelim kimseyi boşuna uğraştırmayalım.