23.11.2024
Mehmet Şimşek'le beraber vergi idaresinde bir felsefe değişikliği yaşandığı, memuruyla, müfettişiyle sahaya inmeye çalıştığı görülüyor.
Vergi teknolojileri vergi dairelerinin temel görevlerinden olan beyannamelerin kabulü, verginin tarhı, tahakkuku, tahsilatı, icra takibi gibi pek çok işi büyük ölçüde üzerlerinden aldı.
Peki, vergi daireleri bu değişime ayak uydurabildi mi? Henüz değil.
Bazı kozmetik değişiklikleri bir yana koyuyorum. Büyük mükellefler vergi dairesi başkanlığının rütbesinin düşürülerek vergi dairesi müdürlüğüne dönüştürülmesi, vergi dairesi başkanlıklarının isminin defterdarlığa çevrilmesi gibi.
Bununla birlikte, son zamanlarda vergi dairelerinde bir değişim arayışının filizlendiğinin de altını çizmem gerekiyor.
İzaha davet, hasılat kontrolü gibi yetkilerle donatılarak vergi dairelerinin, tarama-kontrol faaliyetlerinde etkinliklerinin artırtılmasına çalışıldığı gözleniyor. Denetimden yapısı gereği hala çok uzakta.
Bu çabaların arkasında çalışılmış bir strateji, vizyon bulunup bulunmadığını, bir idari reforma evrilip evrilmeyeceğini bilmiyorum. Hukuki yapı değişmeden; yeni vizyona uygun organizasyon şeması, görevler, sorumluluklar, yetkiler belirlenmeden fazla yol alınamaz.
Teknoloji, yapay zekâ denetimlerde, beyanname kontrollerinde gittikçe daha yoğun kullanılıyor. Olumlu bir gelişme.
Ancak, belki de vergi dairelerin mevcut yapısının bu dönüşüme ayak uyduramamasından olacak sahadan gelen haberler daha alınacak yol olduğunu gösteriyor.
Mükelleflerden çeşitli konularda bilgi veya izaha davet talep ediliyor. Bu süreçlerde yapay zekanın, algoritmaların ön tespitlerine fazlasıyla bağlı kalındığı anlaşılıyor. Mükellefe gönderilmesi öncesi yeterli değerlendirme, eleme yapılmadığı izlenimi ediniliyor.
Neredeyse izahı, cevabı gönderilen bilgi isteme veya izaha davet yazısının içinde bulunan örneklerle karşılaşılıyor.
Yapay zekâ hızlı olduğu kadar akıllı değil!
Algoritmaların vergi riski olasılığı bulunan işlemleri belirlemesi saniyeler, dakikalar içinde gerçekleşiyor. İstenirse yüzlerce, belki binlerce izaha davet yazısı yine saniyeler içinde dijital ortamda mükelleflere gönderilebiliyor.
Tespitler üzerinde küçük bir çalışmayla pekâlâ ne olduğu anlaşılabilecekken, bu yapılmadan yazılar gönderilmesi idare ve mükellefler için gereksiz iş yüküne neden oluyor.
Mükelleflerin kaynakları sonsuz değil. Vergi uyum süreçleri için çok önemli paralar harcıyorlar. Her ön tespiti mükellefe sorayım, cevaplasın yaklaşımı doğru değil.
Hele hele yeminli mali müşavir raporlarında açıklanmış, cevabı yer alan konuların mükellefe tekrar sorulması çok yanlış. Hem büyük bir meslek mevzuatını hem yeminli mali müşavirleri itibarsızlaştırıyor.
Dijital tiranlık, robotik bürokrasi, yapay zekâ bürokrat gibi kavramlar boşuna ortaya çıkmıyor.
Bu gidişle, kendisine çok ümit bağladığımız 'üretici yapay zekâ' mükellefleri bezdiren, yıldıran bir 'dijital tacizci' ye dönüşebilir.