20.11.2024
Gelir idaresinde çalışıp mevzuat hazırlıklarına katılmış arkadaşların çoğunun başına gelmiştir. Devletten ayrılıp özel sektöre geçtiklerinde bizzat kendilerinin hazırladığı mevzuat bir yerde ayaklarına dolanmıştır.
Benim başıma birkaç kez geldi. En zararsızlardan birisini anlatayım.
Gelirler Genel Müdürlüğü'nde sorumlu olduğum konulardan birisi çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarıydı.
ÇVÖ anlaşmalarımızın terminolojisi, sistematiği iç mevzuatımızdan büyük ölçüde farklıydı. Anlaşılabilmesi, yorumlanabilmesi için az sayıda, çoğu anlaşma hükümlerini tekrarlayan özelgeler dışında kaynak bulunmuyordu.
En büyük arzum, bir ÇVÖ anlaşmasını tüm hükümlerini kapsayacak bütünlükte açıkladığımız bir genel tebliğ çıkarmaktı. Yapamadım. Neyse ki, geçen yaklaşık 40 yıl içinde de yapılamadığı için bu başarısızlığı benimle paylaşacak çok sayıda meslektaşım bulunuyor!
Ayrıca, 'yetmez ama...' diyerek kendimi iyi hissettirecek bir işi başardım. Ülke tarihindeki ilk ÇVÖ Anlaşmaları Genel Tebliği benim kısa görev dönemimde çıkarıldı.
1 No.lu ÇVÖ Genel Tebliğinde Hollanda Krallığı ile ülkemiz arasındaki ÇVÖ anlaşmamız esas alınarak anlaşmanın kapsam, mukimlik, genel tanımlar ve temettülere ilişkin maddeleri açıklanıyordu.
Temettülere ilişkin iç mevzuat ve vergi anlaşmaları çerçevesindeki değerlendirmelere yer veriliyordu.
O dönem, daha önce yüzde 46 olan kurumlar vergisi oranı yüzde 25'e düşürülmüş, istisna ve indirimler düşülmeden önceki kurum kazancından kurumlar vergisi indirildikten sonra kalan tutar menkul sermaye iradı sayılarak yüzde 20 oranında gelir vergisi stopajına tabi tutulmuştu.
Tebliğ, bu stopajın ÇVÖ anlaşması kapsamında temettü vergisi olduğunu, dolayısıyla şartların sağlanması durumunda yüzde 20 yerine anlaşmada yer alan indirimli stopaj oranıyla vergileneceğini belirtiyordu.
Ayrıca, anlaşmadaki oranın üzerinde stopaj ödendiği hallerde, iade edilecek verginin hesaplama yöntemi açıklanıyor, tebliğ ekinde iade başvurusu için dilekçe örneğine yer veriliyordu.
Sonraki yıllarda kurumlar vergisi ve stopaj sistemimiz çeşitli değişiklikler geçirdi. Menkul sermaye iradı sayılan kurum kazançları üzerinden alınan stopaj kaldırıldı. Yerine, dağıtılan kar payları stopaja tabi oldu.
Tebliğin stopaj iadesine ilişkin açıklamaları geçersiz olmalıydı ama öyle olmadı. Başka tebliğ çıkarılmadığı, açıklama yapılmadığı için vergi daireleri iade başvurularında 1 No.lu Tebliğ ekindeki dilekçeye göre işlem yapmaya devam ettiler.
Benim de danışmanlık yaptığım birkaç iade başvurusunda derdimizi vergi dairelerine anlatamadık. Yanlış olduğunu bile bile, homurdana homurdana iade başvurumuzu çoktan kaldırılmış bir stopajın iadesi için düzenlenmiş -düzenlediğim- tabloya uydurmaya çalıştık.
Bilenler bilir, tebliğdeki düşük stopaj için öngörülen hisse senetlerinin nama yazılı olması koşulu da mevzuatdaki her türlü değişime direnmesini sürdürüyor.
Tebliğin kelimesine dokunulamıyor!