19.03.2022
Geçtiğimiz hafta Kore’deki devlet başkanlığı seçimi konusunda düşüncemi paylaşırken, hafta boyu yorumlarda fark etmediğim bir noktanın altının çizildiğini gördüm. Bu da Kore gençliğinin ‘’demokrasi inançsızlığı ‘’ ya da siyasetin çözümsüzlüğünü düşünmeler
Gerçekten de öyle...
Bu salt Kore’de değil, tüm dünyada genel bir hal.
Hafta boyu siz dostlardan aldığım Not’lar da ‘’Ukrayna’yı İşgal Denemesi ‘’konusunda ne düşündüğüm soruldu.
Bir yığın bilgi kümesinden bir ‘’Resim’’ çıktı. İçinde maddi hatalar ya da optik yanılsamalar olabilir, peşinen özür diliyorum.
Sanayi önderi Mümtaz Zeytinoğlu‘nun sözleriyle bana lütfen ‘’ yanılma hakkı ‘’ tanıyın.
Rusya’nın Ukrayna müdahalesinde işin kökenleri için 2. Dünya Savaşına uzanmak gerekiyor.
Ukrayna, Nazizm ‘e karşı en ağır bedeli ödemiş bir ülke.1.5 milyon Ukraynalı Yahudi ‘nin Nazilerce yok edildi. Ülkenin bu savaştaki insan kaybı 7 milyon insan oldu. 1944’de Sovyetler bu ülkeye egemen olmadı ama ülkeye fiilen girdi. Sovyet blokuna aldı. Sovyet Ülkesi rolüne Ukrayna halkı rıza göstermedi. Aslen Ukraynalı olan o dönemin Sovyet KP Genel Sekreteri N.Kruşev ‘in Kırım‘ı Ukrayna’ya geri vermesi, bir gönül almaydı.
SSCB 1991‘de dağıldığında, Ukrayna bağımsız ülke oldu.
Rusya‘nın ‘’İşbirlikçi Nazi’lerin Ülkesi ‘’ diye nitelediği bu ülkede, Devlet Başkanı V. Zelenskiy Yahudi asıllı.
600 bin km2 lik toprağı ile Ukrayna, Avrupa’nın en geniş ülkesi. 41 milyon nüfuslu Ukrayna’nın, % 78‘i Ukraynalı. Ama % 17‘si Rus. Ülkenin kuzey batı bölgesinde Rus asıllı halk yoğun, Rusya yanlısı güçler ağırlıklı olarak burada yaşıyor.
Rusça ve Ukraynaca dilleri birbirini andırıyor... Her 2 dil Eski Slovakça’dan gelse de, farklı diller.
Ukrayna’yı Rusya‘ya bağımlı kılan, zayıf ekonomisi ve enerji kaynağının olmaması. 164 Milyar $’lık ulusal hasılada 4.000 $’lık kişi başına gelirle Ukrayna Avrupa’nın en fakir ülkesi.
Putin, 5 Mart ayında bu ülkeye girdiğinde, resmi anonsu ‘’ Ukraynalı Nazilere dönük küçük bir temizlik ‘’ oldu. Ama 1 gün önce çıkardığı yasayla, müdahaleye ilişkin ‘’resmi’’ haberlerin dışında yayın yapanlara ve yayanlara 15 yıl hapis cezası vardı.
Bu nedenle bu müdahalenin gidişi hakkında sağlıklı bilgi edinmek mümkün değil....
Biraz daha deşersem, 2. Dünya Savaşı sonrası, savaşın 3 galipleri Yalta Konferansı‘nı Şubat 1945‘de, şimdi Rusya’nın işgal ettiği Kırım’da yaptıklarında, bu 3’lü Avrupa’yı kendi aralarında bölüştüler. Churchill‘in koyduğu adla bir ‘’Demirperde ‘’ oluştu. Ukrayna Sovyet, Türkiye’de ABD tarafında kaldı.
ABD ve Rusya’dan oluşan süper güçler o günden sonra her türden aracın denendiği ‘’ düşük yoğunluklu savaş‘’ yöntemleri geliştirdiler. Bunun adı da ‘’ soğuk savaş ‘’ oldu.
NATO etrafında kenetlenen Batı dünyasının Ukrayna’ya her türden silahı el altından veriyor. Büyük bir olasılıkla maaş alan milisler ‘’gönüllü ‘’ adı altında, ‘’ besleme taburlar’’ yollandığı biliniyor.
Buna karşılık Rusya, Çeçen güçlerini ‘’besleme’’ olarak kullanıyor.
Bu çatışmanın- her savaş hali gibi – ölümleriyle bedelini ödeyenler yaşlılar ve çocuklar. Büyük dram ise ülkesinden kaçan 2.5, belki de 3 Milyon Ukraynalı insanın nereye gideceği ve ne olacağı.
Ancak irkilerek gözlediğim bir nokta daha var: Rus kökenli sanatçı ve onların sanat eserlerine dönük ‘’ ölüm tamtamları çalan ‘’ bir ortam yaşanıyor. Buna ‘’ Russophobia ‘’ deniyor.
Gerilimler /çatışmalar bir gün biter, ancak halkların halklara olan bu derin öfkeyi kazımak çok zaman alacaktır...
Bir hipotezin altını çizmek istiyorum: Dr. Cullen Hendrik, kendi adıyla anılan ‘’ Hendrik Hipotezi ‘’ ile dikta rejimlerinin petrol ve türevlerinde % 20 gelir artışı sağladığında bunun askeri harcamaları %40 arttırdığını belgeliyor. Rusya bunun için çok iyi bir örnek...
Batı cephesi de bunun gerisinde kalmıyor...
NATO üyeleri bir ilke olarak benimsenmiş olan askeri harcamalarını ulusal gelirlerinin % 2 ‘sine yükseltirlerse bu günümüz değerleriyle 400 Milyar $ /yıl ek harcama yapılması anlamına geliyor. Sadece Almanya‘nın ters bir kararla – ki buna about-turn duruşu deniyor - askeri harcamalarını bu yıl 111 Milyar $ arttırma kararı ‘’silah ve savaş sektörü’’ nün hedeflerini fazlasıyla katlayacağını gösteriyor.
1989 yılına dönersek, o yıl, Berlin Duvarı‘nın yıkılması ile soğuk savaşın bittiğini /biteceğini sandık.
Tarihçi Fukuyama daha da ileri gitti ve ‘’tarihin bittiğini’’ ilan etti. Ama ‘’yeni tip bir tarih’’ yazılmaya başlandı.
Kimi demokrasinin dikta rejimine doğru evrilmesi, gizli özlemleri yeşertti. Putin‘in aklında büyük bir olasılıkla ‘’Çarlık Rusya Toprakları ‘’ var.
Bu işgali sonuçlandıramazsa ‘’geri çekilecek ‘’, fakat bunu ülkesi insanına ‘’Komşuya ders verdik!‘’ şeklinde anlatacak. Bu ‘’ savaşları oyun teorisi ‘’gözüyle ele alarak ve 2005‘de Nobel İktisat Ödülü alan Prof. Thomas Schelling‘in tezi.
‘’1984 ‘’ün yazarı Orwell şöyle diyor :
-Savaşın adı barış ile yer değiştirirse, inkar, işin aslı olur...
(km / gönderi tarihi :19.03.2022)